Böbrekler kan içerisindeki ve idrar yolundaki biriken toksinleri vücuttan uzaklaştırmak ile görevli olan organdır. Sizlerin de bildiğiniz gibi toksinler zehirleyici etkisi olan atık maddelerdir. Böbreklerin işlevini yerine getirememesi durumunda toksinler vücuttan atılamazsa ciddi zehirlenmeler meydana gelebilir ve bu durumun ölüme dahi neden olduğu bilinmektedir. Böbrekler dış etkilerden en çabuk etkilenen organdır. Bu yüzden böbrek sağlığını güvence altına almak adına yaşamımız boyunca dikkatli olmamız gerekmektedir. Böbreklere iyi gelen şeyler hakkında insanların bilgi sahibi olmadıklarını bildiğimizden dolayı sizlere böbreklere iyi gelen yiyecekler ve bitkiler hakkında bilgi vereceğiz.
Ayı Üzümü: Ayı üzümü tüm yaşamı boyunca yapraklarını dökmeden yaşam süren, nemli özelliğe sahip toprakta ve gölge alanlarda kendisine yetişme alanı bulan bir nebattır. Kuru hale getirilmiş yapraklarından çay demlenebilir yahut meyvesi pişmeden yahut pişmiş bir şekilde yenilebilir. İdrar yolları için natürel bir antiseptiktir yalnızca çocuklar, gebe bayanlar ve böbrek rahatsızları ilgili ürünü kullanmaktan uzak durmalıdır. Ayı üzümünün bahsettiğimiz grupta yer alan kişilere olumsuz etkilerinin olduğu bilinmektedir.

Kızılcık: Geçmişine bakıldığında bu nebatın üretra iltihapları, mide sorunları, cırcır ve diyabet iyileştirmesinde kullanıldığı karşımıza çıkmaktadır. Nebatın antioksidan tesiri hücrelerin tahribat görmesinin önüne geçer, bedeni kuvvetlendirir. Kızılcığın, bakterilerin idrar yoluna sıkı bir şekilde tutunmasını önlediği gözlemlenmiştir. Ek olarak idrardaki asit seviyesini çoğaltarak böbrek taşlarına karşı da tedbir meydana getirir. Kızılcık nebatını meyve, meyve suyu, reçel veya marmelat gibi beslenme zincirinize ilave edebilirsiniz. Kan inceltici ilaç kullananlar, bu nebattan yararlanmadan evvel kesinlikle hekime danışmalıdır. Her şeyin fazlasını tüketmez zararlı olduğu gibi kızılcığın da fazlasını tüketmek zararlıdır. Bu nedenden dolayı dozunda tüketim yapmaya özen göstermenizde fayda var.
Yaban Mersini: Yaban mersini içerisinde büyük ağaçlar olan bahçelerde, gölge alanlarda yetişme alanı bulabilen ve kış mevsimi geldiğinde yapraklarını tamamıyla döken bir nebattır. Meyvesi pişmemiş veya pişirilerek tüketilebilir. Yaban mersini yapraklarından muazzam bir tada sahip olan çay demlenebilir. Tohumlarından Anadolu halkının müthiş bir tada sahip olan reçeli de yaptıkları bilinmektedir. Yaban mersini yaprakları ile demlenen çay idrar yolları için antiseptik görevi üstlenir sadece aralıksız olarak, 3 haftadan fazlaca bir müddet tüketilmemelidir. Yaban mersinin diğer tüketim alanları arasında göz banyosu, amel ve olası basur tedavileri yer almaktadır. Yaban mersininin ciddi yan etkileri olduğundan dolayı bu bitki kesinlikle doktor gözetiminde kullanılmalıdır.
Pirinç: Düşük potasyum ihtiva eden pirinç bununla birlikte bedene ihtiyaç duyulan enerjiyi temin edebilecek bir karbonhidrattır. Potasyum beden için lüzumlu bir mineral olmakla beraber çok potasyum böbrekler tarafınca filtre edilerek bedenden atılır. Çok fazla potasyum kullanımı ise böbrekleri gerektiğinden çok yorabilir. Pirinç büyük miktarda potasyum ihtiva eden nişastalı karbonhidratlara farklı olarak tüketilebilir. Şeker hastalığı gibi hastalıklarla mücadele eden kişilerin pirinç tüketiminden uzak durmaları gerekmektedir.
Soya Proteini: Yaklaşık olarak bütün hayvansal yiyeceklerde olduğu gibi süt mahsulleri de fosfor minerali ihtiva eder. Fosfor bilhassa kemik sıhhati için mühimdir. Amma velakin çok oranda fosfor kullanımı ters tesir meydana getirerek kemiklerin güçsüzleşmesine neden olabilir. Ek olarak çok fosforu bedenden atmaya çalışan böbrekler olması gerekenden oldukça fazla çalışacağından dolayı ciddi anlamda yorulabilir ve filtre görevi yapan duyarlı dokular tahrip olabilir. İşte bu aşamada süt mahsulleri kadar besleyici olan ve benzeyen cevherleri ihtiva eden soya mamullerini tüketerek fosfor tüketimini denetim altında tutabilirsiniz. Beslenmenizde yapacağınız bu değişiklik böbrekleri oldukça ciddi derecede fosfordan koruyabilir. Fosfor böbreklerin düşmanı olarak kabul edilen bir mineraldir.
Dulavrat Otu: Böbrek için imal edilen nebatsal ilaçların oldukça büyük bölümünde dulavrat otu kökü yer almaktadır. Asya, Avrupa ve Afrika kıtalarında yetişme alanı bulan bu bitki dikenli bir nebattır. Organik bir idrar söktürücü ve kan temizleyicisi olarak bilinmektedir. Bununla beraber mantar ve bakterileri engeller. Gut, romatizma ve kireçlenme problemlerine karşı da etken olduğu varsayılır. Böbrek taşı ve iltihapları için tüketiminde çoğu zaman diğer nebatlarla harmanlanır. Bu bitki böbrek taşı dökmekte zorlanan kişilerin sorunlarının büyük oranda ortadan kalkmasını sağlamaktadır.

Isırgan Otu: Gut rahatsızlığı, egzama, kireçlenme, ödem ve idrar problemleri için ısırgan otunun önerildiğini sıkça duyabilirsiniz. Prostat gelişmesi için de tavsiye edilen nebatların başlangıcında ısırgan otu yer almaktadır. Çay veya tentür olarak yenilebilir. İdrar problemleri için tavsiye edilmesine karşın böbrek hastalığı olan kişiler hekime danışmadan ısırgan otu tüketmemelidir. Isırgan otunun özellikle kansere iyi geldiği konusunda çeşitli varsayımlar bulunmaktadır. Bu nedenden dolayı bilim insanlarının bu bitki üzerinde ciddi çalışmalar yaptığı bilinmektedir.
Karahindiba: Bu bitki A, B, C, demir, potasyum ve çinko şeklinde birtakım mineral ve vitamin ihtiva eder. Dünden günümüze kadar böbrek hastalıkları, cilt rahatsızlıkları ve mide tahribatları için yaygın bir şekilde tüketilmiştir. Çağımızda iştah açıcı ve safra kesesi ile karaciğerin fonksiyonlarına yardımcı olan nebatlar arasında yer almaktadır. Böbreklerden iyot ve su uzaklaştırılmasına destek olduğu şifalı ot uzmanları tarafından belirtilmektedir. Şayet ilaç kullanıyorsanız nebatın diğer ilaç ya da tükettiğiniz destek ürünleriyle etkileşime geçmemesi için ve bu durumdan dolayı ciddi sorunlar yaşamamak adına karahindiba bitkisini doktor gözetiminde tüketiniz.
Meyve ve Sebzeler: Yüksek protein ihtiva eden bir yeme içme programı bünyede üre imalatını çoğaltarak böbreklere ekstra yük binmesine neden olabilir. Üre, protein metabolizmasının natürel bir yan mamulüdür. Yüksek miktardaki üre böbrekler tarafınca bedenden uzaklaştırılırken organın ciddi anlamda zorlanmasına neden olabilir ve kandaki zararlı maddelerin uzaklaştırılması sürecinin sekteye uğramasına neden olabilir. Protein alımını denetim altında tutmak ve bol bol meyve, sebze yemek üre oranını düşürerek böbrekleri ferahlatır. Eğer meyve ve sebzeler bakımından fakir bir besin zinciriniz varsa bu gıdaları besin zincirinize eklemenizde fayda var.
Sodyum İçeren Yiyecekler: Sodyum tansiyon ve böbrek sıhhati bakımından fazlaca mühim bir mineral türüdür. Çok fazla sodyum kullanımı böbreklerin işlevine tesir ederek bünyede sodyum birikimine neden olabilir. Ek olarak çok sodyum tansiyonu da negatif doğrultuda etkiler. Şayet böbrek hastalığınız var ise tabip iyileştirme süresinde sodyum kullanımını denetim etmenizi tavsiye edecektir. Çok fazla sodyum ihtiva eden besinler arasında konserve yiyecekler, işlenmiş besinler, soslar, patates cipsi benzer biçimde atıştırmalıklar yer almaktadır. Sodyum yani tu böbreklerin en büyük düşmanıdır. Bu nedenden dolayı tuz tüketirken bir kez daha düşünmenizde fayda var.
Asya Ginsengi: Asya ginsengi sıhhatli böbrekler için en fazla müracaat edilen nebatlardan bir tanesidir. Adaptojen nebatlardan kabul edilen Asya ginsengi böbreklerin düzgüsel biçimde çalışması için gerekli desteği sağlar ve böbrekleri serbest radikallerin sakıncalarından ciddi anlamda korur. Ülkemizde yeni yeni popüler hale gelse de tüm dünya ülkelerinde böbrek sağlığını korumak için yaygın bir şekilde kullanıldığı bilinmektedir.
Böbrekler beden için yaşamsal organlardır ve böbreklerinizle alakalı herhangi bir yakınmanız meydana geldiğinde hiç süre kaybetmeden hekime başvurmanız icap eder. Birtakım nebatlar idrar yolları için tavsiye edilebilir ama bu vaziyet mutlak suretle aynı nebatın böbrek rahatsızlarına da iyi geleceği manasına gelmez. Böbrek hastalığı gibi kritik bir mevzuda, nebatlardan muavenet almayı düşünüyorsanız ne olursa olsun önce doktorunuzla görüşmenizi tavsiye ederiz. Doktora görünmeden sorunlarını ortadan kaldırmak adına sadece şifalı otlardan yararlanmayı tercih eden kişilerin ciddi böbrek sorunları ile yüzleşmek zorunda kaldıkları bilinen bir gerçektir. Bu yüzden hiçbir şeyi doktor gözetimi dışında kullanmamanızda fayda var.
Yorum yap